Sınava girmek, bir topluluk önünde sunum yapmak, iş görüşmesine gitmek, sahada ya da sahnede bir performans sergilemek bazı kişiler için bilgi ve becerilerini kullanmasına engel olacak şiddette panik, heyecan, stres ve endişe gibi olumsuz duygular yaşamasına neden olmaktadır. Sınav ya da bir performans öncesi herkes belli bir düzeyde endişe ve stres yaşarken performans/sınav kaygısı olan kişilerin potansiyel becerilerini göstermelerine engel olacak yoğunlukta kaygı yaşadıkları görülmektedir. Dolayısıyla, bu kaygı ile çalışırken amacımız kaygıyı tamamen ortadan kaldırmak değildir. Bireyin performansını olumsuz biçimde etkilemeyecek bir seviyede tutmak ve bununla başa çıkmayı öğrenmek daha gerçekçi bir hedef olacaktır.
Performans/sınav kaygısı; çeşitli fiziksel belirtiler (titreme, terleme, üşüme, kalp atışlarının hızlanması, ateş basması, baş dönmesi, mide bulantısı, mide ağrısı…) olabileceği gibi, zihinsel belirtiler (konsantrasyon güçlüğü, unutkanlık, dalgınlık, özgüven eksikliği, gerçekçi olmayan düşünceler, anlamada güçlük, bildiklerini ifade etmede güçlük…) ve çeşitli davranışsal belirtiler ile (yerinde duramama, donup kalma, kaçınma, erteleme, ağlama…) kişiden kişiye farklılık göstermektedir.
Performans/sınav kaygısı, özellikle Bilişsel Davranışçı Terapi ekolü ile çalışıldığında çok iyi sonuçlar elde edilen bir sorundur. Kişinin yaşadığı kaygı genellikle beklenti ve düşüncelerinden kaynaklanmaktadır. Kişi bu düşünce ve beklentilerinin bazen farkında olmayabilir. Fiziksel belirtiler kaygı ile ortaya çıkıyor olsa da, kaygının artmasında ve devam etmesinde önemli rol oynamaktadır. Dolayısıyla performans kaygısıyla baş etmede kaygının diğer boyutları ile de (düşünceler, duygular, davranışsal belirtiler ve bedensel tepkiler) çalışmak etkili olacaktır.
Uzm. Psk. Elif Göllü
Comments