Prof. Dr. Cumhur Taş & Uzm. Dr. Zeynep Çubukcuoğlu Taş
Psikiyatrist-Nörobilim Doktoru & Çocuk, Ergen Psikiyatristi-Psikoterapist
Davranış Sorunları
Davranış, bir kimsenin genel yaşamındaki, toplum içindeki tutum ve eylemleridir. Uyum ise kişinin sahip olduğu özelliklerinin kendi benliğiyle içinde bulunduğu ortam arasında dengeli ve tutarlı bir ilişki kurabilmesi ve bu ilişkiyi sürdürebilmesidir. Bireyin belirli bir sınır ya da engellenmesinden sonra çevresiyle olan ilişkilerinin bozulması uyumsuz davranışlar sergilemesine sebep olur.
Çocuklar her yeni gelişim dönemine geçtiklerinde yeni beceriler kazanırlar. Çocuğun edindiği her yeni beceri beraberinde çözülmesi gereken bir sorunu da getirir.
Çocuk gelişiminin doğal seyri içinde bir yandan yeni yetenekler ve beceriler kazanırken, bir yandan da pek çok problemle karşılaşmaktadır. Çözdüğü her problem ve aştığı her engel, çocuğun ruhsal gücünü kuvvetlendirme ve kendi sorunlarıyla baş etmeyi öğrenmektedir. Böylece çocukların problem çözme becerileri gelişmektedir.
Gelişim dönemlerinde karşılaşılan sorunlar olağan ve geçicidir, ancak çocuk bu dönemlerde çevresindeki yetişkinlerin yanlış tutumlarına maruz kalırsa veya sorunlarını çözerken engellemelerle karşılaşırsa, dönem dönem olağan diye tanımlanan bu sorunların çözümü yeni gelişim dönemlerine ve çocuğun ileriki yaşlarına ertelenir.
Bir çocuğun davranışının bozukluk sayılabilmesi için bazı ölçütler gerekir. Bu ölçütler:
Yaşa uygunluk: Gelişim dönemlerinin kendine özgü davranışları vardır. Bu nedenle çocuğun içinde bulunduğu gelişim döneminin özelliklerini iyi bilmek gerekir. Örneğin, 2 yaş çocuğu negativist, hareketlidir, ve istenilen şeyi katiyen yapmaz. Freud’un anal, Erikson’un özerkliğe karşı kuşku ve utanç dönemine rastlayan bu yaşlarda çocuk, özerk bir birey olduğunu öğrenir. Kendisi istemezse altının değişmesini istemez, öpülmeyi reddeder.
3 - 5 yaşlarındaki çocuklar sıklıkla dikkat çekmek isterler. Hayal dünyaları çok geniş olduğu için inanılmaz öyküler yaratabilirler. Henüz yalanla gerçeği ayırt edemezler. Bu nedenle bu yaş grubundaki çocukların anlattıkları yalan olarak kabul edilmezken, 11 ila 13 yaşlarındaki çocuklarda söylenen yalan normalden ayrılan bir davranış olarak kabul edilir.
Yoğunluk: Bir davranışın bozukluk olarak tanımlanabilmesi için ikinci ölçüt yoğunluktur. Örneğin, 4 yaş çocuğunda öfke ve huysuzluk doğalken, bu davranış başkasına fiziki zarar verme şekline dönüşürse, davranış bozukluğuna girer.
Süreklilik: Çocuğun belirli bir davranış stilini ısrarlı bir biçimde ve uzun süre devam ettirmesidir.
Cinsel Rol Beklentileri: Erkeklerde kızlara oranla daha saldırgan olmaları beklenirken, davranışları ile erkeklere benzer saldırgan davranan kızların davranışları normalden ayrılan davranış kategorisine girer.
Çocuklarda görülen uyum ve davranış bozukluklarından bazıları şöyle sıralanabilir; altını ıslatma ve enkopresiz (dışkı kaçırma), psikolojik kökenli kekemelik, parmak emme, tırnak yeme, karşıt olma-karşıt gelme, içe kapanıklık, fobiler ve korkular, yeme bozuklukları, uyku bozuklukları, mastürbasyon, çalma, yalan söyleme, aşırı hareketlilik, saldırgan davranışlar, saç yolma, uyurgezerlik, ve aşırı inatçı davranış stilleri.
Ruhsal belirtiler, tek başlarına çocuğun uyumsuz ve dengesiz olduğunu göstermezler. Uyumsuz davranış gösteren çocuklarda genel olarak ve sıklıkla şu davranışlar gözlenir;
-
Sinirlidirler, huysuz ve rahatsızdırlar.
-
Tırnak yeme, parmak emme gibi davranışlar gösterir.
-
Zorbalık yaparlar.
-
Otoriteye direnirler
-
Devamlı gerilim içindedirler.
-
Yalan söylerler
-
Çalma davranışı gösterirler
-
Motivasyonları sınırlıdır.
-
Okul devamsızlıkları ve evden kaçma vardır.
-
Enerjilerini belli bir alanda toplayamazlar.
-
Utangaç, korkak, endişeli ve şüphecidirler.
-
Son derece sakin olabilirler.
Bir çocuğun davranışlarının uyumsuz olduğunu söyleyebilmemiz için, saydığımız bu belirtilerin birkaç tanesini en az 6 ay süreyle gerçekleşiyor olması beklenir. Ayrıca çocuğun gelişim dönemine de dikkat edilerek sergilediği davranışın uyum sorunu yaratıp yaratmadığı belirlenir.
Davranış bozukluklarının nedenleri arasında dikkat çekme isteği, yetersizlik duyguları ve çocukta intikam alma isteği olabilir.