top of page

Disleksi

Öğrenme Bozukluğu terimi ilk olarak 1963 yılında özel eğitimci Kirk tarafından kullanılmıştır. Öğrenme bozukluğunda özel bir akademik alanda belirgin bozulma görülmektedir. Öğrenme Bozukluğu tanısı almış çocukların bilişsel becerileri dağılımının düzgün olmadığı görülmektedir.  Yapılan literatür çalışmalarında “disleksi” (okuma bozukluğu) öğrenme bozukluğu ile eş anlamlı olarak kullanıldığı gibi bazende konuşma, anlama ve dinleme becerilerindeki sorunları kapsayan bir anlamda kullanılır.

Öğrenme bozukluğunun sıklığı ve yaygınlığı ile ilgili yapılan epidemiyolojik çalışmalar arasında farklılıklar görülmektedir. Okul çağı çocuklarında %5 oranında olduğu ;ancak genel olarak oldukça farklı sonuçlara (%1-33) ulaşıldığı bilinmektedir.

Disleksi, zeka düzeyi normal ya da normalin üstü olan, herhangi bir nörolojik, fiziksel, ruhsal ve kültürel kısıtlılığı olmayan okuma, yazma, matematik, kendini ifade etme, becerileri ile düşünme, zaman ve mekan algısını yönetme alanlarından biri veya birkaçında kısıtlılığa yol açan bir bozukluktur.

Öğrenme bozukluğu ile ilgili yapılan çalışmalarda erkeklerde kızlara oranla daha fazla görüldüğü tespit edilmişti; ancak daha sonra yapılan çalışmalarda kızlarda da erkeklere yakın bir oranda görüldüğü ileri sürülmeye başlanmıştır.

Disleksisi olan bireylerin beyinlerinin sağ ya da sol yarım kürelerinin gelişmediği veya yeterli gelişmediği, ince ve dar yapılı olduğu görülmüştür. Yapılan çalışmalar, bu farklılığa neden olan etmenler konusunda kesin sonuçlara ulaşamamıştır. Düşük doğum kilolu çocukların, doğum öncesi, anı ve doğum sonrası yaşanan sorunların, beslenme alışkanlıklarının, dikkat eksikliği bozukluklarının, birtakım alerji türlerinin, görsel-işitsel-algısal ve benzeri sorunların disleksi ile ilişkili olduğu düşünülmektedir. Eşlik ettiği düşünülen bu faktörlerin her çocukta farklı durumlarda ve farklı nedenlerle ortaya çıktığı düşünülmektedir.

Özel öğrenme güçlüğü daha çok, çocuk okula başladığında ve akademik becerileri kazanmakta başarısız olduğunda fark edilir. Özel öğrenme güçlüğüne sahip çocukların okul başarısının yaşıtlarına ve zekâlarına oranla düşük olduğu görülür. Başarı durumları değişkendir. Bazı derslerde üstün olabildikleri gibi bazı derslerde ciddi düşüklükler gösterebilirler. Bazı derslerinde de yaşından beklenen düzeyde oldukları görülür.

 

Sınıflandırılması

Özel öğrenme güçlüğü DSM IV’te (Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders) 4 grupta incelenir.

• Okuma bozukluğu (Disleksi)

• Aritmetik bozukluğu (Discalculi)

• Yazılı anlatım bozukluğu (Disgrafi)

• Başka türlü adlandırılamayan öğrenme bozuklukları.

 

 

 

Okuma Bozukluğu (Disleksi)

Okuma bozukluğu (disleksi), bireyin ortalama zekâya sahip ve uygun düzeyde eğitim almasına rağmen okuma becerisindeki kısıtlılığı ifade eder. Yapılan araştırmalarda disleksili bireylerin bilişsel düzeylerinin soyut kısımlarının sağlıklı hatta ileri olmasına rağmen fonolojik işleme süreçlerinde kelimeleri kullanmada ve deşifre etmede güçlüklerinin olduğunu göstermiştir. Araştırmalar disleksinin büyük oranda genetik geçişinin olduğunun ve çocukluk çağı gelişimlerinde bu çocukların dil gelişimlerinin yaşıtlarına göre daha geç yaşta geliştiğinin, okul öncesi dönemde ise fonolojik yaşadıkları görülmektedir.

 

Matematik Bozukluğu (Diskalkuli)

Matematik bozukluğu, okuma bozukluğuna oranla daha az bilinmekle beraber, günümüzde artan sıklıkla tanı aldığı bilinmektedir. Matematik bozukluğu olan çocuk ve ergenler, sayıları kelime ve rakam olarak (dört, 4) öğrenmede zorluk yaşama, parmak hesabı ile matematiksel işlem yapma, saati okumada zorlanma, çok basamaklı işlemleri çözme, sıra ile sayı sayma, sağ-sol karıştırma, düz bir çizgi üzerinde yazıyı devam ettirmede güçlük çekme ile matematiksel algoritmalarda zorlanma belirtileri gösterirler.

 

Yazılı Anlatım Bozukluğu (Disgrafi)

Yazma becerisi sözel ifade becerisi ile bağlantılıdır. Yazılı anlatım bozukluğu olan bireylerde ölçülen zekâ düzeyi ve yaşına uygun olarak aldığı eğitimle örtüşmeyen yazma becerisinin olması, düzensiz veya okunaksız el yazısına sahip olma, yazılarında harf, sözcük ve hece atlama, harf karıştırma, birleşik yazma, harf atlama, hece ayırma, sözcük ekleme, sözcüğü yanlış yazma ve yazım kurallarına uymayan yazı yazma hataları olduğu görülür.

 

Başka Türlü Adlandırılamayan Öğrenme Bozukluğu

Bu kategori, herhangi özgül bir öğrenme güçlüğü tanı ölçütlerini karşılamayan öğrenmedeki bozuklukları içerir.

 

Öğrenme bozukluklarının tespit edilmesinde hem ailelere hem de öğretmenlere büyük görevler düşmektedir. Öğretmenler çocuklarda bu tür bir sorunun olduğunu hissettiğinde aileye uygun bilgiyi vermeli ve mutlaka ailenin de alanında uzman birine danışması gerekmektedir. Uzman tarafında çocukta öğrenme güçlüğü belirlendikten sonra çeşitli testlerle bu güçlüğün türü belirlenmeli ve uygun bir tedavi yöntemi seçilerek sorunun giderilmesi gerekmektedir

bottom of page